USD $ EURO € ALTIN

Döviz kuru ve rekabetçilik

09 Aralık 2022 04:45

Dolar fiyatları ne kadar? Euro fiyatları ne kadar? 31 Aralık güncel döviz  fiyatları

PROF. DR. NURULLAH GÜR

<9>ngur@medipol.com.tr

Döviz kuru, dış ticarette oldukça tesirlidir. Kurun seviyesi, ihracat ürünlerinizin rakipleriniz karşısındaki göreli fiyatını belirleyen ana unsurlardan biridir. Bir başka ifadeyle, döviz kuru ihracatta rekabet gücünüzü etkiler. Rekabet gücünüzü daha iyi tespit etmek için esasen nominal döviz kuruna değil, reel efektif döviz kuruna bakmak gerekir. Zira, reel efektif döviz kuru (REK), dış ticaretinizde yüksek ağırlığa sahip ülkelerin para birimlerinden oluşan sepet karşısında kendi para biriminizin değerinin enflasyon farklarından arındırılarak hesaplanmasıyla ortaya çıkar. Dolayısıyla REK, fiyat açısından rekabet gücünüze dair daha net ve sağlıklı bilgiler sunar.

 

REK için 100 rakamını normal eşik değer olarak ele aldığımızda, 100’ün üzerindeki seviyeler -özellikle 110’dan sonrası- para biriminizin ticaret partnerlerinize kıyasla değerli hale geldiği anlamına gelir. Bu durumda, ihraç ettiğiniz ürünler görece daha pahalı hale geldiği için rekabet gücünüzün aşınması ve ihracat performansınızın kötüleşmesi beklenir. 100’ün altındaki seviyelerde ise -özellikle 80-90 bandının altı- para biriminiz görece değersizleşir. Bu koşulda ise ihracat performansınızın iyileşmesi beklenir.

 

İDEAL SEVİYE VE AŞIRI UÇLAR

 

Bizim gibi gelişmekte olan bir ülke için REK’in 90 ile 100 arasında bir noktada konumlanması idealdir. Zira, ihracata dayalı bir büyüme modeli ile kalkınmak için nispi olarak değersiz para biriminden rekabet desteği almak önemlidir. Geçmişte sanayileşerek kalkınma yolunda adımlar atarken Fransa, ABD, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerin kendi para birimlerinin değerini bilinçli biçimde düşük tuttukları bilinen bir gerçektir.

 

Son 40 yıllık süreçte benzer bir stratejiyi Çin de uyguladı.

 

Türkiye ise son 20 yılda kurda sürekli aşırı uçlarda gezindi, makul bir denge tutturamadı. REK, 2005-2016 döneminde yüksek seviyelerde ilerlemişti. Hatta 2008 ve 2010 yıllarında neredeyse 140 seviyesini görecektik. TL o dönemde aşırı değerliydi. Bu durum, ithalatın patlamasına ve yerli sanayinin gerilemesine yol açtı. Son yıllarda ise diğer uca savrulduk. REK, 50’ye doğru geriledi, TL’nin bu denli değersizleşmesi, enflasyonu azdırdı. Değersiz para biriminin artılarını ise ihracat rakamlarında gördük. İhracatın son yıllarda ivme kazanmasında kurun da etkisi var. Ancak, biz bu kur hareketini belli bir sanayi stratejisi dahilinde kademeli olarak gerçekleştirmedik. Kur iç ve dış şoklardan kaynaklı olarak bu seviyelere çok hızlı geriledi.

 

Döviz kurlarındaki dalgalanmanın boyutlarının yüksek olması, reel sektör için maliyetleri belirleme ve fiyatlama yapma açısından çok fazla belirsizliğe neden oldu. Dolayısıyla, rekabetçi TL’den ihracat açısından alabileceğimiz azami katkıyı elde ettiğimiz söylenemez.

 

Son aylarda döviz kurlarının durağanlaşması ve enflasyonun yüksek seyrini sürdürmesi, REK’in başını hafif kaldırmasına neden oldu. Küresel ekonominin yavaşladığı bir ortamda kurdan gelen rekabet gücü katkısının azalması, ihracatçıları tedirgin etmeye başladı. Fiyat açısından rekabetçi olmak önemli. Bunu kimse yok sayamaz. Ama son yıllarda yaşadıklarımız, sadece kurdan gelen rekabet gücüne sırtımızı dayayamayacağımızı gözler önüne serdi. Orta gelir tuzağından çıkacak kadar güçlü ve istikrarlı bir ihracat performansı istiyorsak, bunun yolu kalite ve ürün çeşitliliği açılarından da rekabet gücümüzü artırmaktan geçiyor.

Kaynak: İTO Haber

İhracat taleplerinizin burada yayınlanması için iletisim@ihracathaber.com.tr adresimize yazınız.