Elif Didem Danacıoğlu
Depremin etkilediği 10 ilde yaşanan yıkımın ekonomik bilançosu yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.
Öncelikle etkilenen bölgelerin tarım için önemli bir saha olduğunun altını çizelim.
Tarım arazileri açısından önemli bir kısmını barındıran illerin, Türkiye'nin tarım ihracatındaki paylarına bakalım...
34,2 milyar dolar olan toplam tarım ve ormancılık ihracatında Gaziantep yüzde 11,8, Adana yüzde 2,5, Hatay yüzde 2,4 ve Malatya yüzde 1 paya sahip.
Sebze bahçelerinin yüzde 15,2'si bu illerde.
Aynı zamanda 10 il Türkiye'deki toplam hayvan varlığının yüzde 15'ini oluşturuyor.
3,7 milyon hektar tarım arazisi ve 270 bin kayıtlı işletme (çiftçi) var.
Depremin etkisiyle köylerdeki yıkımdan dolayı ciddi miktarda tarımda kullanılan traktör, ekipman, ahırlar hasar gördü.
Yine pek çok hayvan kaybı da oldu.
Çiftçiler ekipmanlardaki zarardan dolayı dönemsel bir darboğazdan geçecektir.
Kayısı, mısır, pamuk, arpa, buğday, kırmızıbiber gibi pek çok ürün o bölgelerde yetişiyor.
"Tam hasarın bilançosu ile ilgili şimdiden bir şey söylemek zor olmakla birlikte bölgeden yeterli ürün gelmemesi de az da olsa gıda fiyatlarındaki artışı ilerleyen aylarda tetikleyebilir mi?" diye sordu:
Bursa Sebzeciler Meyveciler ve Benzerleri Odası Başkanı Mehmet Çakman, İstanbul ve Bursa'yı finanse eden yerler içerisinde Antalya seralarını işaret etti.
Bursa Seyyar Pazarcılar Odası Başkanı Ahmet Refik Aksu, Bursa'daki gıda fiyat artışlarına etkisi olacağını düşünmediğini ve ürünlerin Antalya, Kumluca ve Simav seralarından geldiğini söyledi.
Öte taraftan Başkan Ahmet Refik Aksu, ürünün ihracat ve arz - talep dengesinin fiyatlara etkisi olabileceğini de ekledi.
KAHRAMANMARAŞ GÖKSUN BÖLGESİ...
BTSO Dış Ticaret Konsey Başkanı ve Gıda Yüksek Mühendisi Murat Bayizit ise, şöyle değerlendirdi:
"Depremin etkilediği 10 ilin olduğu bölge de 5 bine yakın köy bulunmakta ve kırsalda yaşayan nüfus sayısı 2,6 milyonu bulmaktadır. Ülkemiz tarımsal üretiminin yaklaşık yüzde 25'nin gerçekleştiği, yaklaşık 300 bine yakın kayıtlı çiftçinin bulunduğu son derece önemli bir bölgedir. Bu bölgenin GSYH'ya katkısı yaklaşık yüzde 10 iken, tarımsal hâsılaya katkısı yaklaşık yüzde 15'tir."
Bölge halkına vurgu yaptı:
"Başta buğday, arpa gibi hububat ürünlerinin fazlaca bulunduğu, badem, ceviz, fıstık, kayısı, pamuk, biber, tütün gibi katma değeri yüksek ürünlerin üretildiği, narenciye başta olmak üzere önemli miktarda meyve üretiminin yapıldığı, aynı zamanda da küçük ve büyükbaş hayvan varlığı ( yaklaşık ülkemizin yüzde 15'i) açısından ayrıcalıklı bir bölgedir. Gaziantep ilk sırada olmak üzere bölge tarıma dayalı gıda sanayi ve sürdürülebilir gıda tedariği açısından stratejik bir öneme sahiptir."
Göksun Bölgesi'ne işaret etti:
"Yaşam ve kalkınma köyden başlar. Bölgenin yeniden imar ve iskânına önce köylerden başlanmalıdır. Bölge halkını yerinde tutmak milli güvenlik açısından son derece önemlidir. Bölgeyi terk etmeyecek ilk sıradaki insanlarımız toprakla bütünleşmiş çiftçilerimizdir. Onların yaşam alanlarını hızlı ve öncelikli olarak yeniden imar etmemiz gerekir. Bu alanları imar ederken bugüne kadar öğrendiğimiz tüm bilgileri ve tecrübeleri de kullanarak daha modern ve şehir konforunda yaşam alanları oluşturmalıyız. Tarım ve Orman Bakanlığı kadrolarındaki tüm ziraat mühendislerinin bölgede aktif çalışarak köylerin yeniden imarına katkı koymaları milli bir görevdir. Ziraat Mühendisleri Odası gönüllü çalışanlarının bölgedeki yeniden imar çalışmalarına katkı vereceğine hiç şüphem yok. Başta Kahramanmaraş'ın yaylaları olmak üzere uygun olan tüm bölgeler yeni tarımsal ürünler için de planlanmalıdır. Daha önceki çalışmalarımdan söyleyebilirim ki, Kahramanmaraş Göksun bölgesi ahududu üretimi için çok uygun bir bölgedir ve bu bölge hızlı bir şekilde Nisan ayında ekilişlere hazır hale getirilebilir."
Tarım alanlarının altını çizdi:
"Zaten kuraklık ve iklim değişikliğine bağlı olarak muhtemel yaşayacağımız bir gıda enflasyonu riski varken, durumu daha da ağır hale getirmeden önceliğimizin tarımsal üretimin devamı ve sürdürülebilir gıda tedariği açısından köylerin imarı olduğunu belirtmek isterim. Ümidim odur ki, planlanan yeni yerleşim yerleri ovalardan ziyade uygun zemin barındıran dağ etekleri olacaktır ve boşaltılan alanlarda yapılacak ıslah çalışmaları ile tarım için daha fazla alan oluşturulacaktır. Tarım bölgenin karakteristik endüstrisi ve önemli geçim kaynağıdır. 85 milyar TL tarımsal değer üreten bir bölgeden bahsediyoruz. Türkiye ihracatının yüzde 8,5 i bu bölgeden yapılıyor ki, Gaziantep bunun tek başına yüzde 5'ini yapan bir ilimiz. Yıllarca tarım alanlarının imara açılması, arazilerin parçalanması, tarımda çalışanların topraklarını terketmesi sorunlarını konuştuk durduk. İşte bize fırsat... Bu afetten çıkarılabilecek en büyük ders şehirleri kırsaldan başlayarak imar etmek gerektiğidir. Bölge ekonomisi bir anda eski hüviyetine kavuşamayabilir ama tarımsal üretim dinamiktir ve her daim yaşayan bir endüstridir. Tarımsal üretimin en büyük sermayesi topraktır, şimdi toprakla barışma zamanı. Haydi, hiç değilse bu sefer tarımı önceleyelim!"
Sonuç olarak...
Devletin yardımlarıyla çiftçilerin ekipman gibi maddi kayıpları kısa süre içerisinde giderilebilir.
Fakat asıl sıkıntının tarımsal üretimde yer alan insan kaynağında yaşanabileceği görülüyor.
Çok sayıda insan yaşamını yitirdi, bir kısmı da yaralandı.
Öte taraftan depremzedelerin farklı illere kalıcı bir göç dalgası tarımsal üretimdeki emek gücünü ciddi oranda azaltabilir.
Bu da tarımsal üretimde sıkıntılara neden olma ihtimali yüksek görülüyor.
İhracat taleplerinizin burada yayınlanması için iletisim@ihracathaber.com.tr adresimize yazınız.